Oyun Ustası - James Dashner || Kitap Yorumu



Orijinal Adı; The Eye of Mids
Seri Adı; The Mortality Doctrin #1
Yayınevi; Pegasus Yayınları
Yayın Tarihi; Mart 2016
Sayfa Sayısı; 304
Goodreads Puanı; 3,85
Benim Puanım; 4


Tanıtım


SanalAğ’a hoş geldiniz.


En çılgın hayallerinizin…



Ve en korkunç kâbuslarınızın ötesinde bir dünya.



Kim kurallara göre oynamak ister ki?



Gerçek dünyadan kaçarak geleceğin sanal dünyasına sığınan Michael, SanalAğ’da arkadaşları Bryson ve Sarah’yla oyunlar oynayıp Derin’e gireceği günü beklemektedir. Ve yakın zamanda şahit olduğu bir olay sonrasında arkadaşlarının desteğine her zamankinden çok ihtiyaç duymaktadır.



SanalAğ Güvenliği genç oyuncunun kapısını çaldığında, oyuncular arasında dehşet saçan terörist Kaine’i bulmak için onun korsanlık yeteneklerini kullanmak istedikleri ortaya çıkar. Bu uğurda arkadaşlarıyla Yol’a adım atan Michael, fiziksel ve zihinsel mücadeleler sonucunda çok fazla kayıp, acı ve yorgunluk yaşayacaktır. Üstelik attığı her adımda, kafasını kurcalayan soru daha da belirginleşecektir: Bu evrende kim gerçek insan, kim sadece bir koddan ibarettir?



Oyun başlasın.


Yorumum

Pegasus yayınları art arda o kadar güzel kitaplar çıkarttı ki şu sıralar önce hangisini alsam neyi okusam karar veremiyorum. Oyun Ustası aslında aklımda olan bir kitap değildi ama kitap siparişi verirken konusu ilgimi çekti aldım. Bence son zamanlarda çıkan kitaplar arasında bu kitap geri planda kaldı. Herkesin merakla beklediği kitaplar birbiri ardına gelince kimsenin aklına kitap alışverişi yaparken bu kitap gelmiyor sanırım. Ama kitaba haksızlık ediliyor.

Biraz konusundan bahsedeyim. Sonra düşüncelerime geçeceğim.

Olay gelecekte geçiyor. Bilgisayar oyunları tarih olmuş, artık insanlar oyunların içine girip kendileri oyuncu oluyorlar. SinirKutusu, oyunuların tabiri ve kitap boyunca kullanılan adıyla Tabut denilen kutular var. İnsanlar Tabut'un içinde yatarak oyuna bağlanıyorlar. Tabutun içinde salgılanan özel maddelerle oyuncular oyunun içindeyken yaşadıkları her deneyimi hissediyorlar. Bu sistemin adı SanalAğ. Michael SanalAğ'da oyuna girdiği bir gün Tanya adındaki bir kızın intihar etmek üzere olduğunu görüyor. Görevinin kızı caydırmak olduğunu sanıyor ama Tanya beynine yerleştirilmiş Öz'ü yani oyuncuların oyunda ölürlerse bedenlerinde sağlıklı olarak uyanmasını sağlayan çipi kafasını kazıyarak çıkarıyor. Micheal işin ciddi olduğunu bunun bir görev olmadığını anlıyor ancak elinden birşey gelmiyor. Kızın intihardan önce söylediği sözler aklına kazınıyor. Ertesi gün hayatının normale döndüğünü sanırken aslında işler hiç de beklediği gibi olmuyor.

Buraya kadar anlattığım kısım kitabın ilk 25 sayfası filan. Spoiler yok yani ;) 

Kitaptaki diğer karakterler; Bryson ve Sarah. Michael'in en yakın arkadaşları. Ama gerçek hayatta hiç görüşmemiş sadece SanalAğ'da yine oyuncu tabiri ve kitapta en çok kullanılan adı ile Uyku'da görüşmüşler. Uyanık'a geçince ( evet adı bu ) yine sanal ortamda mesajlaşmışlar. Ben kitaptaki yan karakterleri ana karakterden daha fazla sevdim. Bence aslında tüm işi arkadaşları yaptı Michael ortada takıldı öyle. Evet bazı yerlerde katkısı olmadı diyemem ama Bryson ve Sarah daha iyiydi. 

 Bu kitap iki ay önce filan çıksaydı herkesin elinde olurdu. Çok eğlenceli diyaloglar var içinde okurken hem maceraya sürükledi beni hem de gülümsetip eğlendirdi. 300 sayfalık bir kitap zaten, çok çabuk okunuyor. Ben sadece ilk 60 sayfada filan hikayeye girmekte zorlandım. Çünkü tamamen bambaşka bir dünya, her şey sanal ortamda oluyor bu nedenle adaptasyonda biraz zorlandım. 100. sayfadan sonra filan kitap bir ilerledi ki kendimi bir anda son sayfada buldum. 

Kitapta beni tatmin etmeyen tek yer sonu oldu. Sonunu tahmin edememiştim evet, benim beklediğimden, düşündüğümden farklı bir sonla bitirdi yazar ama ben o sondan pek etkilenmedim. Tahminimin tutmamasına rağmen " Hiiii, böyle miymiş? Ayyy nasıl olur?" tarzı bir son değildi benim için. Ama merak uyandırıcı bir yerde bitti. İkinci kitabı çıkmış olsaydı hemen başlardım. Olayların seyri nasıl olacak, bundan sonra neler olacak merak ediyorum. 

Güzel bir seri başlangıcı olmuş, hem yazarın dili hem üç arkadaşın arasındaki diyalogları çook beğendim. Tavsiye ederim.


Alıntılar


"Şüpheli değilim yüzünüzü takının," dedi. " Ve peşimden gelin."
"Dostum neden öyle söyledin ki?" diye sızlandı Bryson. "Şimdi her zamankinden daha suçlu görüneceğim."



Hikayesini bitirirken artık iyi olduğunu ve hepsinin geçmiş olmasını umduğunu söyledi.
"Seni yalancı dangalak," dedi Bryson. "Gerçek hayatta Sarah'yla evli olduğumuzu söylesem daha çok inanırsın."
"Ki değiliz," diye karşılık verdi Sarah. "Sadece netleştirmek istedim."



Pekala diye homurdandı  Michael. "Ama unutmayın, ya hepimiz birlikte geçeriz yada hiçbirimiz geçmeyiz. Geçit'e tek başımıza geçemeyiz, yoksa asla geri dönemeyebiliriz.
"Anlaştık," dedi Bryson. "Bir de öldürülmezsek nasıl olur? Kötü alışkanlıklar kazanıyoruz."
"İyi dedin," diye karşılık verdi Michael. "Ölmek en sevmediğim hobilerimden biri oldu."



"Pekala, Sadece... Gözümüzü dört açalım ve tetikte olalım."
"Gözümüzü dört mü açalım?" diye tekrarladı Michael, alayı bir tavirla. " Tetikte mi olalım? Ciddi misin?"
"Ne var?" 
Michael kısa bir kahkaya patlattı."Sherlock Holmes gibi konuşuyorsun. Bir büyüteç de çıkartacak mısın? Bir pipo?"
Sarah gülümsedi. "Hayatını kurtardığım için bana daha sonra teşekkür edebilirsin." 
"Endişelenme. Gözlerimi ve kulaklarımı açık tutacağım. Burnumla ne yapayım?"
"Kapa. Çeneni." 

(Aslında kitaptan daha fazla alıntım var ama onlar spoiler olabilirler ;) )
Share:

0 yorum:

Yorum Gönder