Cadıların Keşfi - Deborah Harkness / Ruhlar Üçlemesi 1. Kitap / Kitap Yorumu


Orijinal Adı; A Discovery of Witches
Seri Adı; Ruhlar Üçlemesi
Sayfa Sayısı; 682 
Yayın evi; Pegasus
Basım Yılı; 2014
Tür; Fantastik
Goodreads Puanı; 3,98
Benim Puanım; 4

Tanıtım


Olağanüstü güçlere sahip bir cadı, imkânsızlıklara direnen yasak bir aşk ve her şeyi başlatan gizemli bir elyazması.

Oxford'un Bodleian Kütüphanesi'ndeki kitap raflarının arasında araştırma yapan genç akademisyen Diana Bishop, tesadüfen simyacılıkla ilgili eski bir elyazması bulur. Köklü ve seçkin bir cadı ailesinden gelen Diana'nın yaptığı bu keşif yeraltında doğaüstü bir karışıklığa sebep olarak iblis, cadı ve vampirlerin kısa sürede kütüphaneye doluşmasına yol açar. Diana, yüzyıllardır aranan bir hazine keşfetmiştir ve her şeyi yoluna koyabilecek tek kişi de yine kendisidir. Bu zorlu mücadelede en büyük destekçisi ise onu hiç yalnız bırakmayan, her türlü fedakârlığı göze alıp kendi soyunun karşısında duran meslektaşı, vampir Matthew olacaktır.
(Tanıtım Bülteninden)



Yorumum


Diana güçlerini reddeden bir cadı. Oxford Üniversitesinde çalışan bir simya tarihi hocası. Kariyerini herhangi birşeye borçlu olmadan kendi başarısıyla yapabilmek için cadı güçlerini kullanmayı reddediyor. 

Kitap, Diana'nın kütüphaneye yeni gelen el yazması Ashmole 782'i incelemesi ile başlıyor. Kitabın büyülü olduğunu anlayan Diana kitabı normal insan gibi incelemenin dışına çıkmama prensibine uyuyor ve kitabı incelemesi bitince tekrar iade ediyor ama olan oluyor artık. Kitabın Diana'nın tahmin ettiği gibi basit bir büyü kitabı olmadığı ortaya çıkıyor ve vampirler, cadılar ve iblisler hem Diana'nın hem kitabın peşine düşüyorlar. Çünkü kitabı yüzyıllardır gören yok. Görenlerin içinde de kitabı açmayı başarabilen yok. Kitabın peşine düşenlerden biri de vampir Matthew. Ama tabii ki Diana'yı tanıdıktan sonra aklındaki artık kitap değil Diana oluyor.

Kesinlikle çookkk güzeldi. Okurken bana başlarda Alacakaranlıktaki karakterlerin büyümüş halleri gibi geldi. Matthew hayran olunacak karakterlerden. Diana da sevdiğim bir ana karakter oldu. Kendi başının çaresine bakıyor. Kendisine ne yapması söylenmesine dayanamıyor ve çok cesur. Ne kendini tehdit eden vampirlerden ne de cadılar ve iblislerden korkuyor. Kitaptan bir puan kırmamın nedeni çok fazla ayrıntının olması. İnanılmaz fazla bilgi var. Her konuya biraz girmiş yazar. Tıp var, tarih var, zooloji-biyoloji var, simya var, büyü var. Tüm bunlarla ilgili çok fazla bilgi veriyor yazar. Bazı yerlerde olaylardan çok kurgusal bilgi okuyoruz. 

Kitap 672 sayfa ama Pegasus'un küçük puntolu kitaplarından. Yani bir sayfa okurken iki sayfa okumuş gibi oluyorsunuz bu da normalde okuduğunuz sayfa sayısında azalma olmasına neden oluyor. 

Bence bu kitap her fantastik severin okuması gereken bir kitap. Tavsiye ederim. Eğer fırsatınız varsa okuyun derim :) 
Share:

0 yorum:

Yorum Gönder