Tanıtım
Yataklara düşen, aşka düşen, New york'ta ihtişamlı bir hayatın göbeğine düşen Bir kadının 'inanılmaz' hikâyesi
Dublinli, evli, iki çocuk annesi Stella Sweeney, kendi deyimiyle son derece sıradan bir hayat süren, son derece sıradan bir kadındı. Bir gün trafikteyken karmaya yaranmak için iyilik yapası tuttu ve sonucunda meydana gelen kaza, hayatını değiştirdi. Önce telefon numarasını isteyen bir adamla tanıştı.
Gerçi Bay Range Rover, numarayı sigorta için istiyordu ama neyse. Bu tanışmanın Stella'yı binlerce mil uzağa götüreceğini, sıradan bir kadını bir süperstara dönüştüreceğini ve bu arada tüm ailesini dağıtacağını kim bilebilirdi?
Her şey tek bir kötü karar yüzünden mi yaşanmıştı? Bay Range Rover'la tanışmanın sorumlusu kader miydi, karma mı? Stella yaşadıkları için minnet mi etmeliydi, saçını başını mı yolmalıydı?
(Tanıtım Bülteninden)
Dublinli, evli, iki çocuk annesi Stella Sweeney, kendi deyimiyle son derece sıradan bir hayat süren, son derece sıradan bir kadındı. Bir gün trafikteyken karmaya yaranmak için iyilik yapası tuttu ve sonucunda meydana gelen kaza, hayatını değiştirdi. Önce telefon numarasını isteyen bir adamla tanıştı.
Gerçi Bay Range Rover, numarayı sigorta için istiyordu ama neyse. Bu tanışmanın Stella'yı binlerce mil uzağa götüreceğini, sıradan bir kadını bir süperstara dönüştüreceğini ve bu arada tüm ailesini dağıtacağını kim bilebilirdi?
Her şey tek bir kötü karar yüzünden mi yaşanmıştı? Bay Range Rover'la tanışmanın sorumlusu kader miydi, karma mı? Stella yaşadıkları için minnet mi etmeliydi, saçını başını mı yolmalıydı?
(Tanıtım Bülteninden)
Orijinal adı; The Women Who Stole My Life
Sayfa Sayısı; 619
Goodreads puanı; 3,48
Yorum
Kitap üç kısımdan oluşuyor. Şimdiki zaman, hastanedeki geçmiş zaman, Stella'nın kitabının çıktığı geçmiş zaman. Resmen bir zaman çizelgesi var ya. En en geçmiş zaman hastane. Sonra kitap çıkıyor ve şimdiki zaman da kitabın şahşahası geçtikten sonra olanlar anlatılıyor.
Gerçekten sıkıldığım, okurken sırf yazarına hürmeten devam etmeye çalıştığım bir kitap oldu benim için Hayatımı Çalan Kadın. Bir kere kim kimin hayatını çalmış kitabın sonuna kadar anlamıyorsunuz. Üstüne bir de merak etmiyorsunuz. Eğer merak uyandırsa kitabın sonunda neler olduğuyla ilgili, belki okunması biraz daha kolay olabilirdi. Altı yüz küsür sayfa yazacağına şunu üç yüzlerde bitirse daha güzel olurdu çünkü kitap 350 den sonra artık işkenceye dönmeye başlıyor.
Eğer hastanede olduğu kısımlardan başlayıp sırayla yavaş yavaş bu güne gelinse bu kadar sıkıcı olmazdı belki ama üç zaman aynı anda anlatılınca pek iyi olmamış. Çünkü en güzel kısım hastanede olanlar. Ya kadın sadece gözlerini kırpabiliyor o kıp kıplamayla adam ayarladı kendine ya :D Ama hastane sonrası cidden çok sıkıldım ben.
Gelelim yan karakterlere. Stella'nın kardeşini resmen dövesim geldi. Oğlu ise cidden bir tuhaf. En sevdiğim karakter o oldu. Biraz anormal sanırım ondan :D
İşte böyle... Okumayı düşünüyorsanız bir şey diyemem ama ben cidden hiç beğenmedim. Böyle bir yazara yakışmıyor diye düşünüyorum.
0 yorum:
Yorum Gönder