Orijinal Adı: Harry Potter and the Cursed Child
Seri Sıralaması: Harry Potter, #8
Yayınevi: Little Brown UK
Yayın Tarihi: 31Temmuz 2016
Sayfa Sayısı: 330
Goodreads Puanı: 4,16
Benim Puanım: 5
Tanıtım
The Eighth Story. Nineteen Years Later. Based on an original new story by J.K. Rowling, Jack Thorne and John Tiffany, a new play by Jack Thorne, Harry Potter and the Cursed Child is the eighth story in the Harry Potter series and the first official Harry Potter story to be presented on stage. The play will receive its world premiere in London’s West End on July 30, 2016.
It was always difficult being Harry Potter and it isn’t much easier now that he is an overworked employee of the Ministry of Magic, a husband and father of three school-age children.While Harry grapples with a past that refuses to stay where it belongs, his youngest son Albus must struggle with the weight of a family legacy he never wanted. As past and present fuse ominously, both father and son learn the uncomfortable truth: sometimes, darkness comes from unexpected places.
Yorumum
Harry 39 yaşında. Sihir
Bakanlığında çalışıyor. Ginny ile evli. James, Albus Severus ve Lilly adında 3
çocukları var. Hermonie Sihir Bakanı olmuş ve Ron ile evli Rose adında kızları
var. Bildiğiniz küçük Hermonie ya. Ron’un da şaka dükkanı var. Draco Malfoy da
hala bildiğiniz Malfoy J ve Scorpius adında bir oğlu var ve oğluyla
ilgili ilginç bir dedikodu var. Draco bu dedikodudan, haklı olarak, nefret
ediyor ve oğlu da bu dedikodu yüzünden zor günler geçiriyor. Ama oğlanın Draco
ile alakası yok. Sanki küçük Ron. Çok tatlı ya. Benim en sevdiğim yeni karakter
oldu. Böyle saçlarını karıştırıp “ Allahımm ne tatlısın sen,” diyesim geldi. Kitap
Albus’un Hogwards’a başlayacağı gün ile başlıyor. Yani son kitapta okuduğumuz
yerden. Ama ilk iki yıl çok çabuk geçiyor ve asıl olay üçüncü yıllarına
başlayacakları zaman olmaya başlıyor.
Ben bu kitaba eleştirel bir gözle (o ne
demekse) bakamam asla. Bu kitap eğer Harry Potter and His Shopping List olsaydı
da okurdum. Ve yine aynı şeyi söyler ve hissederdim. Bu kitap... çok fazla...
çok tarif edilemez… çok… Tamam sakin olup anlatmaya çalışayım.
Eğer siz her
kitabın çıkış tarihini dört gözle beklemişseniz, bir sonraki film çıksın diye
gün saymışsanız, istisnasız içinde Harry Potter olan her dergiyi satın almış ve
odanızı Harry Potter posterleri ile doldurmuşsanız ve son kitap ilk çıktığı zamanda okumuşsanız, ve sonra... Aniden büyümüşseniz...
Hikaye bitmişse ve aradan belki de 10 yıl geçmişse... İşte o zaman beni
anlıyorsunuz demektir. Bu kitap benim çocukluğum, ergenliğim, ilk hayallerim,
ilk hayali aşkım. Bu hikaye benim kitap okuma aşkım. Tüm bu büyü dünyası benim
için çok fazla şey demek. Biz J. K. Rowling ile büyüdük. Bu da, en azından
benim için, şu demek, karakterim biraz J.K Rowling ve Harry Potter’la
bütünleşti. Onu, anlatmaya çalıştığını anlayabiliyorum demek. Harry oğluna o
sözü söylerken ne demek istedi, neden ve nasıl bir ruh haliyle dedi bunu
anlayabiliyorum demek.
Kitapta duygulardan çok mekan ve diyaloglar olsa da ben; Harry,
Hermonie ve Ron'un her mimiğini kafamda canlandırabildim. Her iç çekişlerini,
göz kırpışlarını birbirlerine her bakışlarını kafamda canlandırabildim. Çünkü o
filmleri belki yüz defa izledim, kitapları en az onar defa okudum.
Bence kitaba yönelik yapılan eleştiriler çok saçma. Hiçbir karakterin
değiştiğini düşünmüyorum. Hele Harry kötü bir baba olarak gösterilmiş diyenlere
sesleniyorum; Bu kitaptaki Harry zaten kötü bir baba değil kiiii!!! Kötü bir baba olduğunu düşünmesine sürekli bunu dile getirmesine rağmen öyle değil. Hayır, ben Harry'nin karakterini değiştirdiklerini düşünmüyorum.
Harry, Hermonie ve Ron’u tekrar okumak, büyümüş hallerinde bile
çocukken yaptıkları gibi birlik halinde hareket etmeleri, Hermonie’nin yine
zeki olması, Harry’nin olayları çözmesi, Ron’un yorumları, her şeyiyle
mükemmeldi.
Benim nostaljim ve bu günüm oldu bu kitap. Eminim geleceğimde de
olacak. J.K Rowling bundan elli yıl sonra bir hikaye daha yazsa ben onu da
okurum.
0 yorum:
Yorum Gönder