Orijinal Adı; Tears of Tess
Seri Adı; Monster in the Dark #1
Yayınevi; Arkadya Bitter
Yayın Tarihi; 2015
Sayfa Sayısı; 496
Goodreads Puanı; 4,12
Benim Puanım;1
Tanıtım
Muhteşem bir hayatım vardı. Âşıktım, mutluydum ve istediğim her şeye sahiptim. Sonra bir gün, her şey değişti. Bir adama satıldım!
Sevgilisi Brax Cliffingstone, yıl dönümlerini kutlamak için Tess Snow’u Meksika’ya götürene kadar ikisinin de geleceğe dair umutları vardı. Altın rengi kumsalların, denizin ve güneşin tadını çıkaracak, birbirlerine yeniden âşık olacaklardı. Ancak gördükleri güzel rüyanın kâbusa dönmesi uzun sürmedi. Dünyanın gölgelerinden habersiz Tess, kaçırılmış, hırpalanmış ve satılmıştı. Yeniden aydınlığa kavuşmanın bedeli ise Şeytan’la yapacağı anlaşmada, yalnızca bedenini değil ruhunu da ortaya koyması demekti.
Zindanımın derinliklerinde yankılanan bir fısıltı, “Gözlerindeki karanlığı görüyorum,” diyordu. “O karanlık beni besliyor, o karanlık beni çağırıyor.”
Ve karanlığın tadı kanıma karıştı. Acı, artık kalbimin en tanıdık yolcusuydu.
“Şimdiye kadar yaptığınız tüm ‘en iyi kitap’ listelerini unutun ve bu kitabı en başa altın harflerle kazıyın. Yılın değil, yüzyılın en iyi kitabı.”
Yorumum
Bu kitabı beğenmem mümkün değil. Ben böyle saçma ve gereksiz bir kitap daha okumadım. Ne mantıksız ne sapıkça bir kitaptı ya. Yazar demiş ki; Dünya üzerinde en insanlık dışı olaylardan birini alayım ve bu insan tacirliği olsun, sonra en sapıkça olayı alayım, tecavüzde şöyle gelsin dursun köşede. Bir şey eksik kaldı bunları güzel göstermek lazım, heh bir de yeşil gözlü, her yerinden mükemmellik akan, aşırı zengin bir adam da koyayım. Tamam şimdi oldu. Çünkü insan Karun kadar zengin olunca kadın satın almak normal, sapıkça fantezileri olması çok olağan bir durum.
O kızın duygularının birden bire değişmesi, o iğrenç uyuz şeye dönüşmesi beni sinir etti. Kendisini kaçıran adamdan kaçarken onun düşmanlarının eline düştü, başına bir şeyler geldi, tam o anda Q geldi kendini kurtardı diye "Artık o benim kurtarıcım, benim için adam öldürdü ben ona aidim" diye düşünen bir beyinsize dönüştüğünde bende kitapla ilgili film koptu zaten. Yine de direndim. Belki ilerde değişir bir şeyler mantıklı bir raya oturur dedim ama gittikçe saçmalık çıtası yükseldi.
Ben kitaba 338 sayfa dayanabildim. Hayatımda hiçbir kitaba 1 puan vermedim. Hiçbir kitabın zaman kaybı olduğunu düşünmedim. Bana göre her kitaptan öğrenilecek bir şey vardır. Her kitap insana bir şey katar farkında olmasak da. Ama bu kitap bana hiçbir şey katamaz. Böyle sapık bir düşünce bana bir şey veremez. Benim için bu kitap 1 puanı bile hak etmeyen okuduğum tek kitap.
Benim anlamadığım ve asla anlamak istemeyeceğim şey, nasıl bir kadın böyle bir olaydan aşk, tutku ve zevk çıkabileceğini düşünüp bunu kafasında kurgulayıp roman yapabilmiş???
0 yorum:
Yorum Gönder