Her Şey Bitti Derken - Katja Millay || Kitap Yorumu


Orijinal Adı: The Sea of Tranquility
Yayınevi: Neo Kitap
Yayın Tarihi: Temmuz 2014
Türü: Genç Yetişkin
Sayfa Sayısı: 496
Goodreads Puanı: 4,36
Benim Puanım: 5


Tanıtım

Bazen kurtuluş için aşkı seçmek gerekir...
Nastya tam 450 gündür konuşmuyorsa, gülmüyor ve ağlamıyorsa,
bir bildiği olmalı;
bazı günler sadece öfkesiyle ayakta durabiliyorsa, 
bir umudu olmalı; 
ayakları onu dönüp dolaşıp Josh’a götürüyorsa,
bir nedeni olmalı;
ve tam 450 gün sonra yeniden konuşmaya karar veriyorsa, 
söyleyecekleri olmalı. 
Josh hayatındaki herkesi teker teker kaybediyorsa,
bunun bir açıklaması olmalı;
etrafında görünmez bir güç kalkanıyla dolaşıyor, herkesten kaçıyorsa, 
bir derdi olmalı;
ve kasabaya yeni gelen kıza Günışığım diyorsa,
bir sırrı olmalı.
Her Şey Bitti Derken, hayat denen yapbozun parçalarını bir arada tutan şeyin sevmek olduğunu bilenlerin, bir de günün en karanlık saatinde çıkagelip, “Her şey bitti demek için çok erken” diyecek bir günışığını bekleyenlerin hikâyesi.

“Baştan sona heyecan dolu, duygusal bir yolculuk. Benim için tartışmasız yılın en iyi kitabı.”
Colleen Hoover

“Çarpıcı bir ilk roman. Her Şey Bitti Derken yüreğimi çaldı, nefesimi kesti, canımı yaktı. Katja Millay’in lirik anlatımına kapılmamak imkânsız.”
Ann Aguirre

“Her Şey Bitti Derken, kitapların eğlendirmekten çok daha fazlasını yapabildiğini hatırlatan bir roman. Katja Millay’in sözcükleri duygularınızı saklandıkları yerden çıkaracak, zihninizi ele geçirecek ve sonunda ayrılmaz bir parçanız olup çıkacak.”
Tough Critic Book Reviews

Yorumum

Hani bazı kitaplar vardır insanın hayatında. Yıllar sonra bile her sahnesini hatırlarsınız. Diğer kitaplardan o kitaptan esintiler bulursunuz. Belki başkaları için sıradadır, belki klişedir ama sizin içinize işler. Bırakamazsınız. Geçip gidemezsiniz. Yıllar yıllar sonra kitaplığınıza baktığınızda gözünüz o kitaba kayar, tekrar hatırlarsınız her cümlesini, satırlardan size ulaştırmayı başardığı her duyguyu. Tekrar tekrar hissedersiniz. 💖

Benim için böyle kitapların arasına girdi Her Şey Bitti Derken. Ne kadar güzel olduğunu anlatmak için aklıma başka kelimeler gelmiyor. Acı dolu, aşk dolu, arkadaşlık, dostluk dolu bir kitap. Öyel çok sevdim ki. Öyle çok hüzünlendim ki. Öyle heyecanlandırdı ki kitap beni şimdi bana bu duyguları yaşattığı için minnettarım yazara. 😍

Her sayfası heyecanlı asla sıkmayan gerçekten insanın yüreğine dokunan bir kitap. Bildiğim kadarıyla internet sitelerinde tükenmiş görünüyor ama ikinci el kitapçılarda rastlıyorum kitaba. Zaten ben de öyle aldım. İyi ki almışım. İyi ki okumuşum. 

Son olarak çeviri çok kötüydü. Böyle özentisiz böyle saçma bir çeviri olabilir mi ya? Ayrıca o kapak kitapla ne alaka? O çocuğun boynu niye öyle 90 derecelik açıyla duruyor? O kızın kitaptaki kızla ne alakası var? Neyse bunlar bile kitabın mükemmeliğini engelleyememiş siz düşünün artık ne kadar güzel olduğunu. 😉😊

Dünyamdaki Yeri


Google'ın Yeni Blog Paneli






Resmen güzelim site panelini rezil etmişler. Bazı şeyler olduğu gibi kalmalı. Zaten güzel olan bir şeyi değiştirmeye çalışırsanız böyle olur. Bu nasıl bir ara yüzdür ya. Ne güzel blog sayfasına ilk gidiğimizde tüm blog yayınları görünüyordu. Kendi bloğunuzun toplam sayfa görüntülenmesine bakabiliyordunuz. Bu nedir şimdi? Açar açmaz Kayıtlar sayfasına giriyor. Tüm blogların olduğu sayfa ayrı bir yerde ve çok saçma bir şekilde görünüyor. Hiç beğenmedim.

Umarım en kısa zamanda daha kullanışlı bir panelle geri dönerler. Zira bu gerçekten olmamış. :(

Kimyager - Stephenie Meyer || Kitap Yorumu


Orijinal Adı: The Chemist
Yayınevi: Epsilon
Kategori: Macera-Gerilim-Polisiye
Yazar: Stephenie Meyer
Sayfa Sayısı: 590
Çıkış Tarihi: Kasım 2016
Goodreads Puanı: 3,76
Benim Puanım: 3


Tanıtım

“Meyer, tansiyonu hiç düşürmeden ve bilgi akışını kontrol altında tutarak okurun merakını ustalıkla, kitap boyunca en yüksek seviyeye çıkarmayı başarıyor… İnsanlar sadece Meyer’in kitaplarını okumak istemiyor; kitabın içine girip orada yaşamak istiyorlar.”
—Lev Grossman, Time

“Meyer ışık saçan bir berraklıkla yazıyor, okurların ve paylaştıkları düşün arasına asla girmiyor…

O gerçek bir cevher.”
—Orson Scott Card, Ender Serisi yazarı

“Meyer, gösterişli üslup geleneklerinden ziyade ilişkilerle ilgileniyor…

Verdiği olumlu hayat dersi insanı yatıştırıyor.”

—Jeff Giles, Entertainment Weekly

“Stephenie Meyer romanlarını okumuyor, ilginç ve gerçekçi karakterleriyle birlikte adeta yaşıyorsunuz. Meyer okuyucuyu karakterlerin hayatına öyle bir sokuyor ki, onlar için duyduğunuz merak ve endişe bir noktada çaresizlik seviyesine ulaşıyor.”

—Ridley Pearson, White Bone yazarı

Yorumum

Eski bir Amerikan ajanı olan kahramanımız çok gizli bir bilgiyi öğrendiği için öldürülmeye çalışması üzerine hükümetten itinayla kaçmaktadır. Bir gün eski iş arkadaşı onun izini bulur ve bir davada yardıma ihtiyacı olduğunu, işlerin değiştiğini söyleyen bir e-posta gönderir. Görev sırasında kahramanımız yanlış hedefe yönlendirildiğini fark edince olaya bir üçüncü kişi daha dahil olur ve hep beraber kaçamaya başlarlar. Olay bu. Bu kadar. Başka bir şey yok.

Yüzyılın hayal kırıklığıyla karşı karşıyayım. Başka bir yazardan okusaydım bu kitabı belki bu kadar eleştirel olmazdım ama sen Stephenie Meyer'sin ya bu nedir? Hayır, bu nedir? Bu kitabı Stephenie Meyer mi yazdı yani?? Hiç inandırıcı değil. Ya sen ki Alacakaranlık serisini yazıp vampirler arasında yeni bir çağ başlatmışsın. Bakınız mesela bir Drakula bir Edward. Var mı bildiğiniz ilk aklınıza gelen başka vampir? Benim yok. Sonra gitmiş Göçebe gibi "genç yetişkin" türünden sayılan ama benim türünü çözemediğim kitabı yazmışsın. Var mı Göçebe gibi bir genç yetişkin kitabı? Önce vampirlere inandık, sonra en gerçekçi ve duygusal uzaylı hikayesini okuduk. 

Peki bu ne böyle? Ne betimlemeler doğru düzgün yapılmış, ne olayların geçtiği mekanlar üzerinde düşünülmüş ne de tıbbi terimlere yeterince yer verilmiş. Kitabın adı Kimyager ama kimya olarak bir şey var mı derseniz, yok. Kız elinde şırıngayla dolaşıyor ama o şırıngada nasıl bir kimyasal var? Neden onu kullandın? Ne işe yarıyor? Yüzükleri, küpeleri kolyeleri ölümcül ama nasıl? Sadece ölümcül. Dokunma ölürsün. Ama nasıl? Bunlar o kadar üstünkörü geçilmiş ki. Aksiyonu az, olaylar sıradan. Klişe diyemem ama sanki klişe olmasın diye uğraşıp hikayenin sıradanlaşmasını engelleyememiş. Uzun, sıkıcı ve basit. Kitapla ilgili söyleyeceğim başka bir şey gelmiyor aklıma. 

Konusu aşk olmayan bir kitabın içinde ki tek güzel şey aşksa ben daha ne diyeyim? Kitabın türü macera/gerilim/polisiye diye geçiyor??? Ne bir macera ne bir gerilim ne de polisiye var. Bu kadın aşk romanı yazsın ya. 

Dünyamdaki Yeri